D E N İ Z A T L A R I
Denizatları sıcak okyanus kıyılarında rahat saklanabilecekleri yosun, mercan ya da süngerlerin arasında yaşarlar. Sert ve kalın derileri, düşmanlarına karşı zırh görevi yaparken, aynı anda birçok yöne bakabilen gözleri de avları için büyük bir tehlike oluşturur. Erkek denizatları, dişi kangurulardakine benzer bir keseye sahiptir. Çiftleşme zamanında dişi deniz atı bu keseye çok sayıda yumurta bırakır. Yumurtalar, 1,5 ay boyunca kesede kalır. Erkek denizatı gelişip minik birer denizatı olana kadar kesesinin içindeki bir sıvı ile yumurtalarını besler ve kuluçka kesesinin iç dokusunda bulunan kılcal damarlar aracılığıyla onlara oksijen sağlar. (A.Vincent, The Improbable Seahorse, National Geographic, Ekim 1994)
Ö R D E K L E R
Ördekler uçarken tıpkı çitalar gibi arabaların hızlarına ulaşabilirler. Ayrıca yırtıcı hayvanlara yem olmamak için de uçarlarken sürekli yönlerini değiştirirler. Suya dalmaları gerektiğinde bunu o kadar hızlı bir şekilde yaparlar ki, avcılar onları avlamakta çok zorlanırlar.
Ördeklerin iyi yüzmelerinin nedenlerinden biri ayak parmaklarının arasındaki ağlardır. Bir ayaklarını geriye ittiklerinde bu ağlar onlara daha fazla itme kuvveti verebilmek için genişler. Bu önemli özellik ördek yavrularında doğdukları ilk andan itibaren vardır. Ördek yavrularını yaşamaları için gerekli olan bütün özelliklerle birlikte yaratan herşeyi bilen Allah'tır.
Dişi ördeklerin tüylerinin renkleri erkeklere oranla daha soluktur. Bu renk farkı yuvasında kuluçkaya yatarak beklemesi gereken dişiler için önemli bir korumadır. Soluk renkleri sayesinde dişiler yuvalarında daha güvenlikte olurlar. Ortama uygun soluk renkleri bulundukları ortamda kamufle olmalarını sağlar ve düşmanları onları kolayca fark edemez.
Öte yandan erkek ördekler de yuva yapan dişilerini korumak için parlak renkli tüylerini kullanarak düşmanların dikkatini üzerlerine çekerler.
Bir düşman yuvanın yakınına geldiğinde erkek hemen havalanarak, çok fazla gürültü yapar ve düşmanı yuvadan uzaklaştırabilmek için elinden gelen tüm çabayı sarf eder. Yavruları için böylesine önemli, hatta kimi zaman sonu ölümle biten bir fedakarlık yapan ördekler Allah'ın yaratma sanatının örneklerinden yalnızca biridir.
ZARİF KUĞULAR
Masmavi suların üzerinde zarif ve uzun boyunları, iri gövdeleri ile bembeyaz kuğular gururlu bir biçimde yavaş yavaş süzülürler. Görünüşteki bu asillik herkesin onlara hayranlık duymasını sağlar. Böylesine güzel ve estetik yaratıldıklarından, süs kuşu olarak bilinirler.
Çirkin ördek yavrusu masalını duymuşsunuzdur. Bu masalda anlatıldığı gibi kuğu yavruları yumurtadan çıktıklarında çok çirkindirler. Kahverengi ya da krem rengindedirler. Kısa boyunlu ve sık tüylerle kaplı olarak yumurtadan çıkan yavrular birkaç saat içinde koşabilecek ve yüzebilecek duruma gelirler. Anne ve babaları yavrularına birkaç ay boyunca özenle bakarlar. Sonunda çirkin yavru muhteşem bir kuğuya dönüşür. Bu yavruların bu kadar kısa sürede yüzebilmeleri ve değişerek çok güzel bir görünüm kazanmaları ancak Rabbimizin yaratma sanatındaki mükemmellik sayesinde olur. Bir ayette bildirildiği gibi Allah, "yarattığı herşeyi en güzel yapan"dır. (Secde Suresi, 7)
Kuğuların ‘trumpeter' adı verilen bir türü, gelişmekte olan yumurtalarının sıcak kalmalarını sağlamak için, yumurtaların üzerine otururlar. Sadece zaman zaman ayağa kalkarak yumurtaları çevirirler. Böylece ısının her yere eşit dağılmasını sağlamış olurlar. Kuşkusuz ki yumurtalarının nasıl bir bakıma ihtiyaçları olacağını kuğulara ilham eden Allah'tır.
Kuğular, Allah'ın onlara verdiği kabiliyet sayesinde hem su üstünde hem de havada en hızlı ilerleyen su kuşlarıdır. Suda karadan daha rahat yaşayan kuğular perdeli ayakları sayesinde çok hızlı yüzerler.
Havalar soğuduğunda uçarak göç eden kuğular çok yüksekten ve çapraz bir hat şeklinde dizilerek uçarlar. Bu sırada karşılaştıkları güçlü rüzgar akımını delmek için "V" biçiminde yol alırlar. Bu akıllıca formül çok daha hızlı uçmalarını ve yolculuk süresince yorulmadan ilerlemelerini sağlar. Tabii ki, ileri bir fizik bilgisi gerektiren bu formülü kuğuların kendilerinin keşfetmesine imkan yoktur. Herşeyi bilen Allah, onlara bu şekilde uçmalarını ilham ettiği için böyle uçarlar.
Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman (olan Allah')tan başkası (boşlukta) tutmuyor. Şüphesiz O, herşeyi hakkıyla görendir. (Mülk Suresi, 19)
Kuğular bataklıkların, derelerin, gölcüklerin dibinde buldukları bitkilerle beslenirler. Uzun boyunları yiyeceğe ulaşmalarını kolaylaştırır. Ördekler gibi suya dalabilirler ve kısa dalışlarında hiçbir güçlükle karşılaşmazlar. Kuğuların bitkileri koparmasının yararlı bir yönü de vardır: Bazı bitkiler toprak kabartıldıkça büyürler ve olgunlaşırlar. İşte kuğu yiyecek bulmak için dibi karıştırdıkça bitki örtüsünün gürleşmesini sağlar. Böylece kendilerinden sonra yaşayacak hayvanlar için bol bol bitki yetişmesine sebep olurlar. Rabbimiz böylece kuğuları sebep kılarak bitki örtüsünün gelişmesini sağlar.
K Ö P E K L E R
Koku Uzmanı Köpekler
Köpeklerin kokulara karşı olağanüstü hassas burunları vardır. Sokakta yürürken, diğer köpeklerin bıraktıkları kokuları ve çevredeki insanların kendilerine özgü kokularını tahlil ederek, onlar hakkında bilgi toplarlar. Havadaki en küçük oranlardaki kokuları dahi güçlük çekmeden tespit ederler. Koku alma duyusu kuvvetli bir köpek türü olan "bloodhound", hiçbir belirtinin görülmediği bölgelerde iz sürebilir, dört günlük bir izi takip edebilir ve bir insanın izini 80 kilometreden daha fazla sürebilir.
P E N G U E N L E R
Anne penguen yumurtladıktan kısa bir süre sonra kış bastırır. Bunun üzerine anne penguenler, yumurtaları erkek penguenlere bırakarak besin aramak için denize dönerler. Baba penguen yumurtayı donmaktan korumak için ayaklarının üstünde taşır. Kalın tüyleri yumurtayı soğuktan koruyacaktır.
Bu çok zorlu bir dönemdir. Çünkü erkek penguenler yerlerinden kıpırdayamadıkları için beslenemezler.
Bahar aylarında minik penguen yavruları dünyaya gelir. Onları soğuktan koruyacak yağ tabakaları henüz oluşmadığı için hala babalarının ayaklarının üzerindedirler. Yavrunun ilk besini, babasının onun için kursağında sakladığı süttür. Baba penguen dört ay boyunca aç kaldığı halde olağanüstü bir fedakarlıkta bulunmuş, kursağındaki besini yemeyerek yavrusu için saklamıştır. Tam bu dönemde anne penguenler açık denizden kıyıya dönerler. Onlar da bu dört ay boyunca boş durmamış, sürekli avlanarak yumurtadan çıkacak yavru için kursaklarında besin depolamışlardır. Anne penguenler gelir gelmez, dört aydır aç bekleyen baba penguenler avlanmak için denize dönerler.
Evrim teorisini savunanlar, bir penguenin dört ay boyunca yavrusu için açlığa ve soğuğa dayanmasını hiçbir şekilde açıklayamazlar. Bu canlılara böylesine büyük bir fedakarlığı yaptıran kimdir? Ayaklarının üstünde 4 ay boyunca yavrusunu taşıtan kimdir? Üstelik bütün penguenlerin aynı fedakarlığı göstermesini onlara ilham eden kimdir? Bu soruların tek bir cevabı vardır. Penguenleri Allah yaratmıştır. Yavruları için yaptıkları benzersiz fedakarlıkları bütün penguenlere Allah öğretir.
|
|
|